Yine uykusuz bir gece. Böyle gecelerde hep güzel ülkümü düşünürüm. Dünya'ya daha faydalı olabilmek için neler yapmalayım ve çevremdeki insanlar neler yapmalıdır diye sorarım kendime.
Şuan davamız hem Türkiyemiz'de hem de dış ülkelerde aşşalanıyor ve adeta kendini bilmezlerin espiri malzemesi olma yolunda gidiyor. Oysa ki bizim davamız mübarek bir dava ve özünde Allah davasıdır. Bu durumum sorumlularını bir kenara bırakıp çözüm yolu bulmanın daha çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Ülkücülük davasının hak ettiği değeri görmesinde şuan için sadece bir yol görüyorum. Biz gençlerin elinden gelebilecek tek yol. Bu yolda iki unsur çok önemli.
1. Ülkücülük ve Milliyetçilik davasının siyasete malzeme olmasından kurtarmak. Bizim davamız bütün Türk milletinin davasıdır. Bu dava Türk insanının üstüne biçilmişdir. Dünya'daki ilk Türklerden beri bu aziz dava vardı ve dünya'daki son Türklere kadar var olacaktır. Sadece bir parti adına bu dava yürütülürse, parti dışında olanların bu davayla alakadar olmadıkları ve dışlandıkları kanaatını getirir. Oysaki bu dava parti üstü, siyaset üstü bir davadır. Türklük davası her Türk evladının davası olmalıdır.
2. Ahlaklı gençlik kurtuluş yolunun ışığı olacaktır. Türklük davasına gönül vermiş bir şahıs kendini dini ve milli değerlere göre şekillendirir ve her daim topluma örnek olur. Şuurlu ve ahlaklı bir gençlik davamızı en güzel temsil edebilecek ve milletimizin ön yargılarını yıkabilecek unsurdur. Büyüklerimizin hasret kaldığı böyle bir gençlik, yani ecdadının şahsiyetini taşıyan bir gençlik, Türk milletini atalarımızın davası olan Türk-İslam Ülküsüne geri döndürecektir.
Mucizevi kurtuluş yolu ise yeni bir liderin gelmesi olur. Öyle bir lider gelmeliki bütün Türk milletini bir sancak altında toplayabilmeli. Allah kerimdir! Rabbim hakkımızda hayırlısını eylesin!
Bu zamana kadar Hakkın rahmetine kavuşmuş liderlere şükranla, sevgi ve saygıyla bağlıyım. Mete Han'dan Alparslan Türkeşe kadar bütün Türk milletine lider olmuş şahıslar Allah'tan seçilmiş insanlardı. Hayatlarını milletleri uğruna adamış bu kıymetli şahısları eleştirmek çok kolay. Onlar Peygamber değillerdi, ki Peygamberler bile kusursuz değillerdi. Kusursuz tek yüce Rabbimizdir, subhanallah! Atalarımızı doğrularıyla, yanlışlarıyla sevip saymak her Türk evladının borcudur. Biz zaten yanlışa yanlış, doğruya doğru deriz. Eğriye doğru demek bize yakışmaz. Fanatikçesine bir insanın tarafını tutmakda yanlıştır, şirk'e gider! Bizlerin bu tutumuda milletimizi ürkmüştür. Ama oturduğumuz yerdende geçmişi ve atalarımızın yaptıklarını eleştirmek haddimize düşüyormu acaba? Onların vatan'a ve millet'e hizmet ettiklerinin binde birini biz yapabiliyormuyuz yada ömrümüzde yapabilecekmiyiz acaba?
Her eleştiri bir çözüm yolu ister. Ve bize düşen, elimizden ne kadarı geliyorsa, atalarımızın mirasına sahip çıkmaktır. Ve tabiki her zaman Allah'ın rızasını gözetmektir. Herkes kendine şu soruyu sormalı: ''Benim topluma en iyi ve en etkili nasıl faydam dokunur?''. Herkesin yeteneği farklıdır. Herkes bir işin ucundan tutsa, sadece kendini değil toplumu ve gelecek nesilleri düşünse, dünya hep hayal ettiğimiz gibi olabilir.
Bir asenanın en önemli görevi Allah'a halis, vatan'a ve millet'e hayırlı evlatlar yetiştirmektir. Bunun önüne hiç birşey geçmemeli. Ama görevi bunda kısıtlı kalmamalıda. Asenaların şuurlu ve ahlaklı genç kızlardan, anne adaylarından oluşmalı. Erkeklerse yüksek vazife şuurunda, çalışkan ve ailesini koruyan, ahlaklı yiğitlerden oluşmalı. Her ikiside Alperen olmalı!
Allah bizlere kuvvet versin!
Allah bizlere millet ve ümmet olarak hidayete ermemizi nasip eylesin!
Allah Türk'ü korusun ve yüceltsin!
Asya TÜRK
Şuan davamız hem Türkiyemiz'de hem de dış ülkelerde aşşalanıyor ve adeta kendini bilmezlerin espiri malzemesi olma yolunda gidiyor. Oysa ki bizim davamız mübarek bir dava ve özünde Allah davasıdır. Bu durumum sorumlularını bir kenara bırakıp çözüm yolu bulmanın daha çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Ülkücülük davasının hak ettiği değeri görmesinde şuan için sadece bir yol görüyorum. Biz gençlerin elinden gelebilecek tek yol. Bu yolda iki unsur çok önemli.
1. Ülkücülük ve Milliyetçilik davasının siyasete malzeme olmasından kurtarmak. Bizim davamız bütün Türk milletinin davasıdır. Bu dava Türk insanının üstüne biçilmişdir. Dünya'daki ilk Türklerden beri bu aziz dava vardı ve dünya'daki son Türklere kadar var olacaktır. Sadece bir parti adına bu dava yürütülürse, parti dışında olanların bu davayla alakadar olmadıkları ve dışlandıkları kanaatını getirir. Oysaki bu dava parti üstü, siyaset üstü bir davadır. Türklük davası her Türk evladının davası olmalıdır.
2. Ahlaklı gençlik kurtuluş yolunun ışığı olacaktır. Türklük davasına gönül vermiş bir şahıs kendini dini ve milli değerlere göre şekillendirir ve her daim topluma örnek olur. Şuurlu ve ahlaklı bir gençlik davamızı en güzel temsil edebilecek ve milletimizin ön yargılarını yıkabilecek unsurdur. Büyüklerimizin hasret kaldığı böyle bir gençlik, yani ecdadının şahsiyetini taşıyan bir gençlik, Türk milletini atalarımızın davası olan Türk-İslam Ülküsüne geri döndürecektir.
Mucizevi kurtuluş yolu ise yeni bir liderin gelmesi olur. Öyle bir lider gelmeliki bütün Türk milletini bir sancak altında toplayabilmeli. Allah kerimdir! Rabbim hakkımızda hayırlısını eylesin!
Bu zamana kadar Hakkın rahmetine kavuşmuş liderlere şükranla, sevgi ve saygıyla bağlıyım. Mete Han'dan Alparslan Türkeşe kadar bütün Türk milletine lider olmuş şahıslar Allah'tan seçilmiş insanlardı. Hayatlarını milletleri uğruna adamış bu kıymetli şahısları eleştirmek çok kolay. Onlar Peygamber değillerdi, ki Peygamberler bile kusursuz değillerdi. Kusursuz tek yüce Rabbimizdir, subhanallah! Atalarımızı doğrularıyla, yanlışlarıyla sevip saymak her Türk evladının borcudur. Biz zaten yanlışa yanlış, doğruya doğru deriz. Eğriye doğru demek bize yakışmaz. Fanatikçesine bir insanın tarafını tutmakda yanlıştır, şirk'e gider! Bizlerin bu tutumuda milletimizi ürkmüştür. Ama oturduğumuz yerdende geçmişi ve atalarımızın yaptıklarını eleştirmek haddimize düşüyormu acaba? Onların vatan'a ve millet'e hizmet ettiklerinin binde birini biz yapabiliyormuyuz yada ömrümüzde yapabilecekmiyiz acaba?
Her eleştiri bir çözüm yolu ister. Ve bize düşen, elimizden ne kadarı geliyorsa, atalarımızın mirasına sahip çıkmaktır. Ve tabiki her zaman Allah'ın rızasını gözetmektir. Herkes kendine şu soruyu sormalı: ''Benim topluma en iyi ve en etkili nasıl faydam dokunur?''. Herkesin yeteneği farklıdır. Herkes bir işin ucundan tutsa, sadece kendini değil toplumu ve gelecek nesilleri düşünse, dünya hep hayal ettiğimiz gibi olabilir.
Bir asenanın en önemli görevi Allah'a halis, vatan'a ve millet'e hayırlı evlatlar yetiştirmektir. Bunun önüne hiç birşey geçmemeli. Ama görevi bunda kısıtlı kalmamalıda. Asenaların şuurlu ve ahlaklı genç kızlardan, anne adaylarından oluşmalı. Erkeklerse yüksek vazife şuurunda, çalışkan ve ailesini koruyan, ahlaklı yiğitlerden oluşmalı. Her ikiside Alperen olmalı!
Allah bizlere kuvvet versin!
Allah bizlere millet ve ümmet olarak hidayete ermemizi nasip eylesin!
Allah Türk'ü korusun ve yüceltsin!
Asya TÜRK
